Günümüzde diyet liflere olan ilginin zaman geçtikçe arttığını görüyoruz. Liflerin en öne çıkan özelliği ise sindirim sistemini düzenlemeleri ve iyileştirmeleridir. Yeni yayınlanan ve gıda katkıları alanında dünyadaki en büyük firmalardan biri olan Döhler tarafından desteklenen bir araştırmada ise, Baobab meyvesinin çok güçlü bir prebiyotik lif olduğu gösterildi.[1]
Baobab ağacı, genellikle Afrika’da yetişen ve dalları çok yüksekten çıkmaya başlayan bir ağaç türüdür. Kurak sezonda kurumaya başlayan podları, doğal olarak besin öğelerince yoğun bir hale gelir. Böylelikle, neredeyse hiçbir işleme gerek kalmadan Baobab meyvesi toz halinde elde edilebilir.[1]
Baobab meyvesiyle ilgili daha önce yapılan yayınlarda[3] [4], ortalama olarak portakalın [5] en az 3 katı kadar C vitamini içerdiği, bazı türlerinde bu oranın 54 kata kadar çıkabileceği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda, potasyum açısından da oldukça zengindir. Muzun, ortalama olarak, 4-5 katı potasyum içermektedir.[6] [7] En son yayınlanan çalışmada ise, Baobab meyvesinin tozunun, pektin içeriğinin yüksek olması sayesinde, prebiyotik özelliği yüksek olduğu bilinen inülin’in yerini alabileceğinden bahsedilmektedir. Sağlığa faydalı olduğu bilinen metabolitlerden (bağırsak bakterileri tarafından fermentasyon sonucu oluşan bileşikler) olan propiyanatı [8], inülin’e göre yarı dozda oluşturduğu tespit edilmiştir. İnülin için daha spesifik olan diğer faydalı metabolitlerin (kısa zincirli yağ asitleri, bütirat vb.) üretimini de yeterli ölçüde destekleyen Baobab meyvesi tozu, in-vitro olarak insan dışkılarıyla yapılan bu çalışmayla birlikte günümüzde kullanım alanını daha çok arttırabilir.
